
Asya ve Avrupa kıtalarını birbiri ile buluşturan medeniyetlerin beşiği İstanbul…
300 bin yıllık yerleşim tarihi, 3 bin yıllık kent tarihi ve 1600 senelik başkentlik tarihi ile birçok dönem ve kuşağa ev sahipliği yapan İstanbul aynı zamanda da üç farklı imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan birçok kalıntı ve tarihi eseri hala bünyesinde barındıran İstanbul’da, görülmesi gereken birbirinden kutsal ve görkemli yerler mevcuttur.
Geniş bir coğrafyanın tek hükümdarı olmayı başarabilmiş olan İstanbul’u anlatmaya kelimeler yetmez. Fakat tatiltavsiyem.com olarak muhakkak görmenizi tavsiye ettiğimiz birkaç yerden sizlere bahsetmek istiyoruz.
Medeniyetler ve tarihi eserlerden kısaca bahsetmiş iken ilk olarak İstanbul’un sarnıç ve yeraltı şehirlerini sizler için araştırdık.
Tarihi bir koridor ve kent üstüne kent olarak anılan İstanbul’un en meşhur sarnıçları…
1. Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı, eski dönemlerde şehrin su ihtiyacını karşılama amacı ile inşa edilmiş bir mekândır. 1. Justinianus tarafından yaptırılan, 532 yılına ait, Bizans’ın su ihtiyaçlarını karşılayan bu yere su Belgrad Ormanı’ndan gelmektedir.
1453 yılından sonra ise Yerebatan, Topkapı Sarayı’nın bahçe sulamaları için kullanılmıştır. Fakat belli bir zaman sonra bu sarnıç kullanıma kapatılıp deyimi yerinde ise unutulmuştur.
Uzun yıllar sonra Bizans araştırmacısı olan P. Gyllius, Yerebatan’ı keşfetmiş ve tekrar eskisi gibi revaçta olan bir mekân halini almıştır.
Günümüzde İstanbul Belediyesi’ne bağlı olan Yerebatan Sarnıcı, ziyaretlere açıktır. Sessiz, sakin ve huzurlu bir yer olan bu sarnıç, eskiye ve antik yapılara merakı olanların mutlaka görmesi gereken bir yerdir.
Sarnıçtaki en ikonik figürlerden bir tanesi olan ‘’Medusa Başı’’ birçok noktada yer almaktadır. Sütun desteği olarak kullanılan bu sütunlar epey ilgi çekici eserler olarak bilinmektedir. Medusa Başları, görkemli ve epey ağır bir maddeden yapılmış olması sebebi ile buraya nasıl getirildiği konusunda hala birçok tartışma mevcuttur.
Yolunuz İstanbul’a düşer ise – ki muhakkak düşmesini isteyeceğiniz birçok yere ev sahipliği yapmaktadır – sarnıca kesinlikle uğramanızı tavsiye ediyoruz.
Yerebatan Sarnıcı her gün 09.00 ile 18.30 arasında ziyaretlere açıktır. Resmi tatil ve bayramların ise yalnızca birinci günleri kapalıdır.
Fakat gideceğiniz tarihe göre önceden bilgi almak ve problem yaşamamak amacıyla görevliler ile görüşme sağlamanızı tavsiye ederiz.
2. Binbirdirek Sarnıcı
Binbirdirek, Sultanahmet Meydanı’nda, Eski Adliye’nin tam karşısında yer almaktadır. Yerebatan’dan sonra İstanbul’un en sık ziyaret edilen sarnıcı olarak bilinmektedir. Geniş hacimli olan bu sarnıç hakkında birçok rivayet vardır.
Yapım zamanı ile ilgili ulaşılan bilgilerden bazıları sarnıcın 4. yy’da I. Konstantin döneminde yapılmış olduğudur. Sarnıca ismini veren ‘’Binbir’’ kelimesinin çıkış noktası hakkında birçok görüş mevcuttur. Bunlardan bir tanesi direklerin üst üste inşa edilmiş olması kaynaklı zaman ile ‘’bindir’’den ‘’binbir’’e evrilmiş olmasıdır. Bir diğer görüş ise oldukça fazla direk olması sebebi ile ‘’binbir’’ deniyor olabileceğidir.
Sarnıçtaki sütunların gövde kısımlarında birçok Yunanca harf çizimleri mevcuttur. Bu harfler sarnıç yapımı sırasında taş ustaları tarafından işlenen harflerdir. Aynı zamanda girişin sol kısmında bir sütunun üstünde de istavroz kabartması yer almaktadır.
Günümüzde hem müze hem de çeşitli etkinlikler için mekân olarak kullanılan Binbirdirek Sarnıcı, büyülü dokusu ile mutlaka görmeniz gereken bir yerdir. İster iseniz müze olarak ziyaret edebilir ister iseniz de bir gece, müzikal bir etkinlik ile beraber tüm ambiyansı ve tarihi iliklerinize kadar yaşayabilirsiniz.
3. Nakilbent Sarnıcı
Bizans döneminde inşa edilen sarnıçlardan bir tanesi olan Naklibent, asırlarca unutulan fakat sonrasında tekrar keşfedilen bir yerdir. Gerçek adının bilinmemesi sebebi ile Naklibent adını altında yer alan sokağın adından almıştır.
Naklibent Sarnıcı bünyesinde yer alan birçok tarihi eser mevcuttur. Bizans döneminden kalan Chariot yani savaş arabaları hakkında da burada bilgi sahibi olabilirsiniz. Hipodrom ziyaretinden sonra buraya gelenler epey bilgi sahibi olduklarından bahsederler. Eğer siz de tarihe ve geçmişe meraklı iseniz muhakkak Naklibent Sarnıcı’na uğramalısınız.
İstanbul’da yer alan diğer sarnıçları da sizler için listeledik. En meşhurundan en az bilinenine kadar büyük bir tarihe ev sahipliği yapan bu sarnıçları mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
- Aetios Sarnıcı
- Şerefiye Sarnıcı
- Zeyrek Sarnıcı
- Fildamı Sarnıcı
Şimdi de hem yerli halkın hem de turistlerin akın ettiği birkaç yeri sizler ile paylaşacağız.
Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet döneminde kendisi tarafından yaptırılmıştır. Topkapı, Osmanlı padişahlarından olan Abdülmecit tarafından ise ilk defa müze olarak hizmete sunulmuştur.
1600 m kadar bir yüksekliğe sahip olan saray, iki adet bölmeden oluşmaktadır. Bu bölümler ‘’ Birun ‘’ ve ‘’ Enderun ‘’ isimlerini almaktadır. Topkapı’da Hz. Muhammed’in de pek çok eseri mevcuttur. Aynı zamanda sarayın içinde ilk kez yazıya geçirilmiş Kur ‘an – ı Kerim de bulunmaktadır.
Tarihe düşkün olanlar için tabir-i caizse tam bir cennettir. Sarayın girişinde Bab-ı Humayun adı verilen bir alan ve mevcuttur. Tarih kitaplarında şahit olduğunuz her şeyi birinci gözden görebileceğiniz birçok şey bu sarayda yer almaktadır.
Etrafı 1400 m kadar uzunluğa sahip olan surlar ile çevrili olan bu saray, epey korunmaktadır. Surlarda 23 tane kule yer almaktadır. Sarayda ise altı adet kubbe vardır. Sarayın gözetlenmesi için görev almaktadır.
İstanbul’da yer alan eski tarihi yapılar arasında ilk sıralarda yer alan Topkapı Sarayı’nın yapımında Mimar Sinan gibi ünlü mimarlar yer almıştır. Aynı zamanda bu saray, UNESCO Dünya Miraslar listesinde de mevcuttur. Hemen hemen 600 yıl kadar bir geçmişi ve sarayın içerisinde köşkleri de bulunan Topkapı’ya mutlaka ziyarette bulunmanızı tatiltavsiyem.com ailesi olarak şiddet ile tavsiye ediyoruz.
Kapalı Çarşı
İstanbul’daki en turistik mekânlardan bir tanesi olan Kapalı Çarşı, birçok dükkânı ile yerli yabancı herkes tarafından uğrak bir nokta haline getirilmiştir.
Kapalı Çarşı’da yorgancılar, fes dükkânları, terlikçiler gibi zanaatkârlar yalnızca sokakların ismi olarak anılmaktadır. Ana cadde kısmında yer alan mücevher dükkânları genellikle turistler tarafından tercih edilmektedir. Dükkânlar kurumsal ve kapsamlı yerler olmadığından birinci ağızdan pazarlık ve satış usulü ile yürümektedir.
Her an canlı ve her an renkli bir ambiyansa sahip olan Kapalı Çarşı, her zaman hareketli ve kalabalıktır. Tüm esnafların, müşterileri çağırmaya çalıştığı hareketli bir ortam hâkimdir. Türkiye’yi tanıtan birçok ürün burada yer almaktadır. Halılardan mücevherlere, geleneksel olan her şeyi burada bulabilirsiniz.
Birçok dünya çapında isim yapmış yazarın da anılarını kaleme aldığı Türkiye hikâyelerinde Kapalı Çarşı’dan bahsedilmektedir.
İstanbul’dan ister kendinize iste iseniz de bir sevdiğinize bir şeyler almak istiyor iseniz Kapalı Çarşı’yı ziyaret edebilirsiniz.
Galata Kulesi
İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan Galata Kulesi, yıllardan beri birçok aşka ev sahipliği yapmıştır. Bir rivayete göre Galata’ya kimin ile çıkar iseniz o kişi ile evlenirmişsiniz. Öyle derler…
Tatiltavsiyem.com olarak bunun doğruluğunu kanıtlayamasak da sizlere Galata’yı anlatalım istedik.
Galata, 507 ve 508 yıllarında Justinianos tarafından Fener olarak yaptırılmıştır. Daha sonralarında ise savaşlar sebebi ile restore edilmiş bir kuledir. 1500 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Buraya geldiğinizde yapabileceğiniz birkaç şey vardır. Örneğin Galata Kulesi Müzesi’ni gezmek. İstanbul’un tarihine tanık olmak isteyenlerin, meraklıların gitmesi ve görmesi gereken bir müzedir. Birçok İstanbul’u yansıtan eser burada sergilenir.
HezarfenAhmed Çelebi’nin Galata Kulesi hikâyesini anlatan bir videonun da yer aldığı bu müzede, birçok eser, maket ve sergi mevcuttur.
Aynı zamanda Galata, müzeleştikten sonra kültür – sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Gideceğiniz tarihteki çeşitli sergi ve etkinliklerinin tarihlerini öğrenmek için ufak bir araştırma yapabilirsiniz.
Son olarak, eşsiz manzarasını seyre dalmak için terasını ziyaret etmelisiniz. İstanbul’u bir de panoramik görmek isteyenler için ideal bir yapıya sahip olan Galata, yaz ve kış dönemlerinde saat değişikliğine gitmektedir. Bu neden ile gitmeden önce bilgi almakta fayda var. Aksi halde bu eşsiz güzelliğin önüne kadar gelip dönmenizi istemeyiz.
Galata Kulesi’ne giriş ücreti 01.07.2021 itibariyle 100 TL olarak güncellenmiştir. Ekstra bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek için iletişim numaralarından arayıp bilgi alabilirsiniz.
Rumeli Hisarı
İstanbul fotoğraflarına bakıldığında muhakkak gözünüze çarpmış olan Rumeli Hisarı, geçmişten günümüze kadar gelen bir tarihi koridor niteliğindedir.
Rumeli Hisarı, eski dönemlerde müze ve tiyatro olarak kullanımda olan bir yerdir. Hisar’da şu an sergi salonları bulunmamaktadır.
Boğazkesen Hisarı olarak da bilinmekte olan, Sarıyer ilçesinde yer alan Rumeli, Fatih Sultan Mehmet döneminde kuzeyden gelebilecek tehlikelere karşı Anadolu’daki Anadolu Hisarı’nın karşısına inşa edilmiştir.
Her bir adımda geçmişi koklayabileceğiniz Rumeli Hisarı’nı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
Yoros Kalesi
Anadolu Kavağı semtinin tepe bölgelerinde yer alan Yoros, eşsiz bir manzaraya sahiptir. Kahvaltı yapıp çevreyi turlamak için harika bir hafta sonu için ideal bir yerdir.
Diğer ismi ile Ceneviz Kalesi olarak bilinmektedir. 500 metre kadar uzunluğa ve 60 ile 130 metre gibi bir genişliğe sahip olan bir yapıdır. Bizans döneminde yapılmıştır fakat inşa tarihine dair net bir bilgi mevcut değildir.
Günümüzde arkeologların ve sanat tarihi ile ilgili olanların uğrak noktası olan Yoros Kalesi’nde restorasyonlar yapılmaya devam etmektedir.
Yoros Kalesi, eşsiz manzarası ve cafe – lokanta imkânları ile sizlere güzel bir kaçamak imkanı sunmaktadır. Aynı zamanda da tarihi dokuları yakından görme şansınızın mevcut olduğu bu kaleyi de mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Yedikule Zindanları
Bilinen en eski açık hava müzelerinden bir tanesi olan Yedikule Zindanları, isminden anlaşıldığı gibi hepsi birer zindan değildir. Şehre ziyarete gelen devlet adamlarını yüksek kalitede ağırlamak adına inşa edilen bir yapıdır.
İmparator Theodosius tarafından yaptırılmış olan bu yapıda 4 adet Bizans, 3 adet de Osmanlı imparatorunun yaptırdığı kulelerden oluşmaktadır.
Bu kulelerin isimleri ve kısaca hikâyeleri ise şöyledir;
- Genç Osman Kulesi: Bu kulede padişah katledilmiştir. 2. Katında bu olayın yaşanmış olması sebebi ile ismi, Genç Osman Kulesi olarak kullanılmaktadır.
- Cephanelik Kulesi: Devlete bağlı olan döneminde cephanelerin depo edildiği alandır. Aynı zamanda devlet bağlamında suçlular burada hapsedilirdi.
- Ahmed Kulesi: Günümüze kadar gelememiş olan AhmedKulesİ, depremler sebebi ile yıkıma uğramıştır.
- Hazine Kulesi: Adından da anlaşılacağı gibi hazinelerin saklandığı alandır.
- Zindan Kulesi: Bir diğer ismi ile ‘’Kitabeler Kulesi’’ olarak bilinen Zindan Kulesi, gerçekten de zindan olarak kullanılan kulelerden bir tanesidir. İçerisindeki ahşaplar yanmış ve hasar görmüştür.
- Top Kulesi: Yangına maruz kalıp yanan ve zamanın hapishanesi olan bir kuledir.
- Bayrak Kulesi: Altın Kapı’nın üzerinde yer alan kuledir. Yedi adet kule arasında en sağlam yapıda olandır. Sancak burada dalgalanmakta ve yeniçeriler burada nöbete dururlar idi. Sağlam olması sebebi ile günümüze kadar gelmiştir.
Eğer bir gün Yedikule Zindanlarını ziyaret eder iseniz ufak da olsa bilgiye sahip olarak gitmenizde fayda vardır. Böylelikle bulunduğunuz yerin dokusunu da öğrenmiş ve hissetmiş olursunuz.
Dolmabahçe Sarayı
Beşiktaş ilçesinde yer alan Dolmabahçe Sarayı, kusursuz bir görkeme sahiptir. Şehrin zamansız güzellikleri arasında yer alan Saray, ihtişamlı bir görüntüye sahiptir.
Tarihi olaylara birince gözden tanık olan Dolmabahçe Sarayı’nda, Osmanlı’nın birçok eserini görebilirsiniz.
Buraya giriş ücreti Haremlik ve Selamlık bölümlerince ayrılmaktadır. Döneme göre değişen fiyatları öğrenmek için iletişime geçebilirsiniz.
Burası, 31. Yüzyılda Sultan Abdülmecid tarafınca yaptırılmış bir saraydır. Modernleşme adımı olarak tanımlanmaktadır. Batılı bir tarza tasarlanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, son dönemlerini bu sarayda geçirmiştir. Müze olarak sizlere sunulan Dolmabahçe, birçok eser ve tarihe ev sahipliği yapmaktadır.
İstanbul’a gelip burayı görmemek olmaz. Şiddet ile tavsiye ediyoruz!
Kız Kulesi
Şehrin ikonlarından olan Kız Kulesi hakkında onlarca hikâye bulunmaktadır. İstanbul Boğazı’nda, Salacak açıkları üzerinde yer alan bir adada inşa edilmiştir. Üsküdar semtinde Bizans dönemine ait ayakta kalan tek eser olarak kayıtlara geçmiştir.
Anlatılmaz yaşanır bir yer olan Kız Kulesi, içinde olmasanız dahi uzaktan izlerken bile sizleri etkileyecek bir formdadır.
Kulenin içinde yemek yiyebileceğiniz şık bir restoran bulunmaktadır. Keyifli dakikalar geçirmek ve İstanbul’un koşuşturmasını uzaktan izlemek için ideal bir yerdir.
Kız Kulesi hakkında çok da söylenecek bir şey yok, sizlere tek tavsiyemiz mutlaka görmeniz gerektiğidir.
Kuleye doğru gider iken hakkındaki rivayetleri okuyarak, bu dokuyu daha iyi anlayabileceğiniz tarih dolu, keyifli bir gün geçirmek için muhteşem bir yerdir.
Tüm İstanbul Ayaklarınızın Altında Olacak
Güzel İstanbul’un koşturmacası asla bitmez. Biraz durup nefes almak, uzaklaşmak ama yine de orada olmak isteyenler için… Tüm şehri ufacık görebileceğiniz, boğaz manzarasına sahip birkaç mekânı tatiltavsiyem.com olarak sizin için listeledik. Buralarda bir çay içip tüm İstanbul’u seyre dalabilirsiniz.
· Pierre Loti Tepesi
· Çamlıca Tepesi
· Otağtepe Parkı
· Safir Kule
MARMARA’NIN İNCİSİ: ADALAR
“Adalar” sadece ilçe adı değil İstanbul için. Birçok insanın çocukluk anılarını barındıran,dizilere,filmlere ev sahipliği yapmış bir gönül mekânı aynı zamanda. Vapur beklerken genzinizi dolduran deniz kokusunu içinize çekersiniz. Vapura bindikten sonra da martıların misafirperverliği eşliğinde sizi ağırlamak için nazlı nazlı bekleyen adalara sırayla yaklaşırsınız.
İstanbul’un güzelliğine güzellik katan adalar Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Yassıada, Burgazada, Sedef adası, Kaşık adası, Tavşan adası ve Sivriada’dır. Bunun yanında Vordonos adasının oluşturduğu ada takımı da mevcuttur.
Yerleşim ve gezi imkânı olan adalar: Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada. Bu adalara her gün vapurla ulaşım mümkündür. Bahsi geçen 4 ada da hem günübirlik gezi hem de tatil için oldukça elverişlidir.Bu yüzden yerli ve yabancı turistin de göz bebeği durumundadır.
Şimdi gezilebilecek bu dört adayı teker teker tanıyalım.
- Büyükada: 4,3 kilometre uzunluğu ve 1,3 kilometre genişliğiyle adalar arasında en büyük yüz ölçüme sahip olan adadır. Ada, yürüyerek de gezilebileceği gibi bisikletle de gezilebilir. Çoğu insan farklı bir deneyim yaşamak adına 2 kişilik bisikletlerle gezmeyi tercih etmektedir.
Büyükada, bir dönem “Hatırla Sevgili” adlı diziye ev sahipliği yapmasıyla da yerli turist akınına uğramıştır.
Adada her bütçeye uygun konaklama alternatifleri mevcuttur. Çenar Konak, Sergüzeşt Otel, Lale Köşk, AnastasiaMeziki Hotel bunların başında gelmektedir.
Büyükada’yı ziyaret etme şansınız olursa Adalar Müzesi, Büyükada Rum Yetimhanesi, Reşat Nuri Güntekin’in evi, Fabiato Köşkü, Aya Yorgi Tepesi’ne uğramadan gitmeyin.
Bir Büyükada klasiği olan dondurmalardan yemezseniz çok pişman olursunuz. Adanın en meşhur dondurmacıları seyyar bir dondurmacı olan Yunus, Sarıyer ve Roma dondumacısıdır.
- Heybeliada: Adada eskiden bakır madenleri bulunduğu için adını Eski Yunanca’dan gelen “halki” yani “bakır” sözcüğünden almaktadır.
Heybeliada’ya vapurla Beşiktaş, Kabataş, Bostancı ve Kadıköy’den direkt ulaşım yapılabiliyor.
Adalar içinden en yeşil olan ada olduğu için ziyaretçilerine adeta bir doğa şöleni sunmaktadır. Ayrıca adanın çam ormanlarıyla çevrili yapısı heybeyi andırdığı için adaya “Heybeliada” dendiği desöylenmektedir.
Burada da Büyükada’da olduğu gibi bisikletle gezilebilir. En meşhur yerlerinin başında Değirmentepe, Deniz Lisesi, İsmet İnönü Müze Evi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi gelmektedir. Ayrıca sahil kenarlarındaki restoranlar da ziyaretçilere ayrı bir keyif vermektedir.
Ada denilince denize girmemek olmaz tabii. Yüzmenin yanında farklı deniz sporlarını yapabilme olanağı da ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir.
- Burgazada: Adalar takımının 3. en büyük adasıdır. Adanın tamamının bir günde gezilebilecek olması, günübirlik turlara da imkân sağlamaktadır.
Adaya ulaşım oldukça kolaydır. Kabataş’tan geçen tüm deniz araçlarıyla adaya ulaşım mümkün.
Adanın balık restoranları ve zeytinyağlı yemekleri meşhurdur.
Gezip görmek için en gözde mekânları: Sait Faik Abasıyanık Müzesi, Bayraktepe, Düşler Sahili, halk plajı, Kalpazankaya Sahili, Madam Martha Koyu, Süt Koyu, Mimi Koyu.
- Kınalıada:Adalar içinde 4. büyüklükte olan adadır. Tatiltavsiyem.com ailesi olarak şehirden uzak, doğayla iç içe zaman geçirmek isterseniz size Kınalıada’yı tavsiye ediyoruz. Yüzölçümünün çok küçük olması sebebiyle bu adada fayton ulaşımı bulunmamaktadır.
Ada, makilerin uzaktan kızıl renkli görünmesinden dolayı “Kınalıada” adını almıştır.
Hristo, Teşvikiye ve Çınar olmak üzere 3 adet tepesi bulunmaktadır.
Kınalıada Cami, SurpKrikorLusavoriç Kilisesi, Dönüşüm Manastırı, Rum-Ortodoks Panayia Kilisesi ve plajlar, adanın gezip görülecek mekânlarıdır.
Adada, diğer adalarda olduğu gibi bisiklet turu mümkün. Ayrıca bol bol yürüyüş yapıp adanın temiz havasını içinize çekebileceğiniz yürüyüş yolları mevcut. Bunun yanında harika fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz ve gezinizi ölümsüzleştirebileceğiniz muhteşem doğa manzaralarını asla kaçırmayın.
Kınalıada dışındaki adalarda kendinizi Yeşilçam filmlerinde hissedebileceğiniz, tertemiz havayı içinize çekerek nostaljik anlar yaşayabileceğiniz fayton gezisi yapmadan da sakın adalardan dönmeyin.
TAKSİM
Tatiltavsiyem.com ailesi olarak size İstanbul’da tavsiye edebileceğimiz diğer bir yer de Taksim’dir. Tabii Taksim denilince ilk akla gelen İstiklal Caddesi’dir. Sadece yayalara açık olması, nostaljiktramvayların bulunması ve tarihî elçilik binalarıyla çevrili olması burayı daha ilgi çekici bir duruma getirmiştir.
Romanlara konu olan İstiklal Caddesi’nin eski adı GrandeRue de Pera’dır. Cadde otantik pasajlarıyla, farklı tarz kıyafet satan dükkânlarıyla ziyaretçilerine sıra dışı bir deneyim yaşatmaktadır. Ayrıca hediyelik eşya almak isteyen daha doğrusu farklı tarzı olanlar için Taksim pasajları paha biçilemez.
İstiklal Caddesi’nde yürürken kendinizi yabancı bir ülkenin işlek bir caddesinde hissedebilirsiniz. Çok çeşitli kültüre mensup insanların harika bir uyum içinde yaşadığı bir mozaik âdeta burası. Şimdiden uyaralım. Taksimde dolaşırken kendinizi bir roman kahramanı gibi hissederseniz asla şaşırmayın.
Taksim, 24 saat süren sınırsız eğlence anlayışıyla yerli ve yabancı turistlerin her daim gözdesi olmaktadır.
İstiklal Caddesi’nde bulunan MadameTussauds, Türkiye ve dünyadan birçok ünlü kişinin balmumu heykelini barındıran bir müze. Özellikle ailece gelenler için oldukça eğlenceli bir mekân.
Tarihi Çiçek Pasajı, hem mimarisi hem de yemekleri bakımından Taksim’in en gözde mekânları arasında yer almaktadır.
Beyoğlu Balık Pazarı, sıradan pazar anlayışının aksine çok değişik tatların sunulduğu bir yeme-içme mekânı. Özellikle midye, kokoreç gibi sokak lezzetlerinden hoşlananlar için vazgeçilmez bir yerdir.
Eski yaşantıları deneyimlemek isteyenlerin vazgeçemeyeceği bir yer: Galatasaray Hamamı. Sultan II. Beyazıt tarafından yaptırılan hamamı, yıllar öncesine gitmek isteyenler tercih edebilirler. Birçok sadrazamı, padişahı görmüş olan hamamda paşalar gibi ağırlanmak isterseniz mutlaka buraya uğrayın.
Asmalı Mescit, daracık sokaklarda masa sandalye atılarak oluşturulmuş mekân, Taksim’in özgür ruhuyla oldukça uyumlu bir görünüme sahiptir. Yorulmayan, doyasıya eğlenmeyi seven ziyaretçiler için burada sabahın ilk ışıklarına kadar canlılık devam etmektedir.
Tatiltavsiyem.com ailesi olarak Taksim’de tavsiye edebileceğimiz son yer de Pera Müzesi. Burası sanatseverleri bir araya getirerek farklı ruha sahip insanların sosyalleşme alanı hâline gelmiştir.
ORTAKÖY
Ortaköy, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Avrupa yakasında olup Beşiktaş’a bağlı bir semttir. İstanbul’un en güzel mekânlarından biridir.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün ışıklarının rengi değişirken siz de âdeta bir masal diyarına ışınlanmış olursunuz. Değişen renklerin suyun üzerindeki yansıması, sahilde oturmayı sevenlere görsel bir şölen sunmaktadır.
Beşiktaş denilince akla her şeyden önce Çırağan Sarayı gelir. Saray, Sultan Abdülaziz tarafından 1863-1871 tarihleri arasında Beşiktaş Çırağan Caddesi üzerine yaptırılmıştır. Birçok restorasyon geçirdikten sonra günümüzde farklı etkinlikler için kullanılmaktadır.
Sahilde göz alıcı mimarisiyle dikkat çeken Ortaköy Cami, gezilecek yerlerin başında gelmektedir.
Ortaköy’de sahilde el işi tazgâhları, takı standları, balon patlatma gibi etkinlikler ziyaretçilerin sıkılmadan vakit geçirmelerini sağlamaktadır.
Esma Sultan Yalısı, Sultan Abdülaziz’in kızına düğün hediyesi olarak yaptırılan bir yalıdır. Restorasyon çalışmalarından sonra çeşitli etkinlikler için kullanıma açılmıştır.
Türklerin Ortaköy’e gelmesinden sonra yaptıkları ilk eser Ortaköy Hamamı‘dır. Hamam denilmesi sizi yanıltmasın. Şu an restoran olarak kullanılmaktadır.
Ortaköy’de yeme-içme denilince akla ilk gelen kumpirdir. Lezzeti, büyüklüğü ve satıcılarının rekabetiyle dünya sıralamasına girse şaşırmamak gerekir. Çok sayıda kumpir satıcısının tatlı rekabetleri eşliğinde damak tadınıza en uygun kumpiri bulmak çok da kolay olmasa gerek. Çünkü çeşit ve rekabetin getirdiği farklı olma çabası âdeta insanın başını döndürüyor. Tabii bu rekabet sayesinde en lezzetli kumpirler midelere iniyor. 🙂
Kumpiri yediniz, karnınız doydu. “Tatlı olarak ne yiyelim?” dediğinizi duyar gibiyiz. O bölgeden ayrılmanıza hiç gerek kalmadan kendinizi çikolata ve meyvenin müthiş uyumu içinde lezzet patlaması yaşarken bulacaksınız. Ortaköy’de kumpir kadar waffleda oldukça rağbet gören tatlar arasında yerini almaktadır.
Kumpir veya waffle yemek istemezseniz de sahilde gözleme yapan teyzeler, size farklı bir yeme imkânı sunmaktadır.
Ortaköy’de yemek yemenin en güzel yanı -yemek tercihiniz ne olursa olsun- sahilde oturup bir yandan dalga sesleri diğer yandan da Boğaziçi Köprüsü’nün efsanevi ışıklarının büyüsü altında yeme fırsatına sahip olunmasıdır.
Yine de eğer sokakta yemekten hoşlanmıyorsanız sahilde ilginizi çekecek restoranlar bulmanız da mümkün. The House Cafe, Ruby Ortaköy, Feriye Palace, Zemheri Ortaköy, BaltaşRestoan, Banyan Restoran, CafeBosphorus, Özen Kokoreç bölgenin en nezih mekânları arasındadır.
Ortaköy’de sabahın ilk ışıklarına kadar eğlence sürmektedir. Gece uyumayı sevmeyen, eğlenmeye doymayan tüm ziyaretçileri Ortaköy ağırlamaya hazır.
EMİNÖNÜ
İstanbul’un en gözde mekânlarından birisi de Eminönü’dür. Tarihîdokusuyla insanı geçmişe götürürken modern yüzüyle de günümüzün ilgi odağı durumuna gelmiştir.
İstanbul’un simgesi hâline gelen Eminönü, ziyaretçilerine bir yandan mavinin eşsiz tonlarını sunarken diğer yandan da vapurda simit-ayran ikilisinin zevkini yaşatmaktadır.
Eminönü, geleneksel balık-ekmeğiyle de yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Ayrıca balık-ekmek yerken bardakta satılan harika turşunun da damağınızda bıraktığı tada müsaade etmelisiniz.
Eminönü tarihîMısır Çarşısı da gezilip görülebilecek yerlerdendir. Çarşıda her çeşit baharatı bulmak mümkündür. Çarşıyı gezerken her yeri saran baharat kokusu, insanı farklı diyarlara götürmektedir.
Yeni Cami, Eminönü’nün göz bebeğidir. Geniş avlusu ve ihtişamlı mimarisiyle ziyaretçilerini büyülemektedir.
Türkiye İş Bankası Müzesi de Eminönü’nün gezilip görülmesi gereken yerleri arasındandır. İlgililere ülkemizin ekonomik gelişim serüvenini ayrıntılı olarak gözler önüne sermektedir.
Sirkeci Tren Garı ve Gülhane Parkı da tarihî dokusuyla zaman yolculuğuna çıkmak isteyenleri ağırlıyor. Buraları gezerken kendinizi bazen bir film kesitinde bazen de bir roman sayfasında hissedeceksiniz.
Eminönü, ulaşım kolaylığı ve nezih konaklama mekânlarıyla her daim hem yerli hem de yabancı turistin akınına uğramıştır.
SOSYETE PAZARLARI
İstanbul’da özellikle bayanların ilgisini çeken gözde yerlerden birisi de meşhur sosyete pazarlarıdır. Bu pazarlarda kıyafetten züccaciyeye kadar neredeyse her çeşit ürün bulmak mümkün. Tek yapmanız gereken ise pazarların gününü ve semtini takip etmek olacak.
İstanbul’daki sosyete pazarlarını tatiltavsiyem.com ailesi olarak sizler için listeledik:
- Fatih çarşamba pazarı
- Bakırköy cumartesi pazarı
- Kadıköy salı pazarı
- Beykoz pazarı
- Erenköy sosyete pazarı
- Beşiktaş cumartesi pazarı
- BahçeşehirPazartürk
- Yeşilköy sosyete pazarı
- Kozyatağı cuma pazarı
- Ulus sosyete pazarı
- Çekmeköy sosyete pazarı
- Beylikdüzü sosyete pazarı
Bu pazarlarda çok çeşitli ürünler mevcut. Yüksek fiyatlı markaların eski sezon ürünleri, ayakkabılar,terlikler, ipek eşarplar, çantalar, her yaş grubuna uygun kıyafetler ve daha neler neler… Ayrıca pazarlarda kredi kartının da kullanabiliyor olması, müşteri yelpazesini genişletmektedir.
Hangi semtteki pazara gideceğinize karar veremiyorsanız tatiltavsiyem.com ailesi olarak size fikir vermek isteriz. Pazarlardaki ürünler ve ürünlerin fiyat aralıkları, pazarın bulunduğu semte ve orada yaşayan insanların sosyo-ekonomik durumlarına göre değişmektedir. Örneğin Fatih çarşamba sosyete pazarı, Fatih semtinin muhafazakâr yapısına uygun olarak tesettürlü bayanlara da hitap eden ürün yelpazesine sahiptir. İpek eşarp ya da tesettür kıyafet arayışındaysanız Avrupa yakasındaki pazar adresiniz kesinlikle Fatih çarşamba sosyete pazarı olmalıdır. Buna rağmen mayo, takı, tayt ya da tişört gibi kıyafetler arayışındaysanız o zaman da gidebileceğiniz pazarlardan birisi de Bakırköy sosyete pazarı olmalıdır.
Şunu da belirtmeden geçmeyelim. Fatih sosyete pazarı Fatih Cami ile neredeyse bitişik konumdadır. Pazara uğrarken Fatih Cami’ nin eşsiz güzelliğini de görmeden geçmeyin.
SULTANAHMET MEYDANI
Sultanahmet Meydanı, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer almaktadır. Tarihî yapısı, hayat dolu sokakları, mimarisi, kültür ve sanat aktiviteleriyle yerli ve yabancı turistlerin en çok uğradığı yerlerden biridir.
Bu meydan adını Sultan I. Ahmet’ten almıştır.
Sultanahmet’te gezilip görülecek yerleri sıralayalım o zaman.
- Sultanahmet Cami
- Topkapı Sarayı
- Yerebatan Sarnıcı
- Ayasofya Cami
- İstanbul Arkeoloji Müzesi
- Büyük Saray Mozaikleri Müzesi
- Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Sultanahmet Cami‘de özellikle Ramazan ayında iftar programları düzenlenmektedir. İnsanlar cami avlusunda evden getirdikleri yiyecekleri masalara yerleştirir ve ezan okununca hep birlikte manevi hava içinde iftarlarını açarlar. Bu durum özellikle yabancı turistler için oldukça ilgi çekici bir görüntü oluşturmaktadır.
Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Hürrem Sultan Hamamı, Ayasofya Cami, Sultanahmet Cami ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi, bölgeyi daha da ilgi çekici bir konuma getirmektedir.
Ayasofya, dünyanın 8. harikası olarak sayılmaktadır. Uzun yıllar kilise olarak kullanılan yapı Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde camiye çevrilmiştir. 1935’ten beri müze olarak kullanılmıştır. Daha sonra 10 Temmuz 2020’de Danıştay kararıyla tekrar cami olarak kullanılmaya başlamıştır.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi, hem Türk hem de İslami eserleri biraraya getirmesi sebebiyle oldukça önemlidir. Müzede halı, ahşap, el yazması Kur’an-ı Kerimler, minyatürler, metal-cam ve seramik eşyalar bulunmasıyla oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir.
İstanbul Arkeoloji Müzesi, dünyanın en zengin arkeoloji müzeleri arasında yer almaktadır. Müzede dünya tarihine önemli katkılar sağlamış Osmanlı, Hitit,Asur, Yunan, Roma gibi medeniyetlere ait çok sayıda eser bulunmaktadır.
Hürrem Sultan Hamamı, adından da anlaşılacağı üzere Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın isteğiyle Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Hamamda kadın ve erkeklere masaj hizmeti de verilmektedir. Ayrıca hamamın bahçesinde çok şirin kafe ve restoranlar mevcut. Hem keyif için hem de dinlenme amaçlı kullanılabilir.
EYÜP
İstanbul’un hem tarih kokan hem de doğa harikası olan güzide semti Eyüp. Bu semt adını Eyüp Sultan Cami ‘den almaktadır. Caminin hemen yanında ise Eyüp Sultan Türbesi yer almaktadır.
Semtin diğer gezilecek yerlerine bir göz atalım.
Pierre Loti Tepesi, tüm İstanbul’u ayaklarınızın altında görebileceğiniz eşsiz bir tepedir. Adını, o dönemde bu tepede bulunan bir kıraathaneye sık sık gelmesiyle bilinen Fransız yazar JulienViaud’dan almıştır. Daha sonra değiştirilmek istenmiş ve tepeye “Eyüp Sultan Tepesi” adı konulmak istenmiş ancak başarılı olunamayarak tepenin adı “Pierre Loti” olarak kalmıştır. Tepeye ulaşımın diğer bir yolu olan teleferik hattı da tepenin ilgi çeken diğer özelliklerdendir.
Haliç, Avrupa yakasını ikiye ayırmaktadır ve sözcük anlamı olarak “nehir ağzındaki koy” demektir. Fatih Sultan Mehmet’in 70 gemiyi buraya indirmesiyle aynı zamanda tarihî bir değer de kazanmıştır.
Feshane, II. Mahmut tarafından yaptırılmıştır. O dönemde yeniçeri ordusunun kıyafetlerinin dikildiği yer olarak kullanılmıştır. Şu anda bu yapı birçok kongre, fuar gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Bununla birlikte Ramazan aylarında iftardan önce sonra düzenlenen şenlikleriyle de ziyaretçilerine eğlenceli dakikalar yaşatmaktadır.
Eyüp semti, insanların doğayla kucaklaşacakları çok sayıda mesire alanına da sahiptir. Semt, şehrin kalabalığından bunalan insanların ailece piknik yapıp temiz havayı içlerine çekebilecekleri birçok alternatifi de bünyesinde barındırmaktadır.
İstanbul Tema Park (Vialand), Türkiye’nin ilk tema parkı unvanına sahiptir. Tabiri caizse Disneyland’ın bizim ülkemizdeki şubesi gibidir. Sıradanlıktan sıkılan ve adrenalin tutkunu insanlar için vazgeçilmez bir eğlence mekânıdır. 20’den fazla eğlence alternatifini barındırmaktadır. Tatiltavsiyem.com ailesi olarak İstanbul Tema Park’ta yer alan bazı eğlence ünitelerine göz atalım.
110 kilometre hızla giden “Nefeskesen“e herkesin binmesi mümkün değil tabii. Cesaret edip binenler tekrar tekrar binmek istemektedirler. Adrenalin tutkunları uzun kuyruklar sonucunda ancak bu deneyimi yaşama fırsatına sahip olmaktadırlar.
“Fatih’in Rüyası” adlı eğlence ünitesi, bizi yıllar öncesine götürerek atalarımızla tanışma fırsatını sunuyor bizlere.
“Adalet Kulesi” yüksekten korkanların asla binmemesi gereken bir eğlence ünitesi. Âdeta vücudunuzdaki adrenalin seviyesi tavan yapacak ve bu deneyimi asla unutamayacaksınız. Ayrıca o kadar yüksekteyken hayatınızın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmemesi de imkânsız olmalı.
İstanbul Tema Park; restoranları, her yaş grubuna hitap eden eğlence üniteleriyle ziyaretçilerine benzersiz deneyimler yaşatmaktadır. Yalnız tatiltavsiyem.com olarak uzun kuyruklar beklememek için hafta içi gitmenizi tavsiye etmekten kendimizi alamıyoruz.
İstanbul, rüya şehir! Dar sokakları, metruk binaları, lale bahçeleriyle göreni kendine hayran bırakmaktadır. Orhan Veli’yle beraber siz de gözlerinizi kapatın ve sadece İstanbul’u dinleyin. Taksim’in kültür mozaiğinde farklı dünyalar keşfedin, Eminönü’de martıların şarkıları eşliğinde dalgalarla dost olarak balık-ekmeğinizden bir ısırık alın, Fatih’te alışverişin sınırsız keyfini yaşayın ve hayatınızın en güzel kumpirini yiyin.
İstanbul’a bir kere giden bir daha ondan kopamaz. Bizden söylemesi …